Dünya Su Günü’nün ana teması: Su ve istihdam

Dünya Su Günü’nün ana teması: Su ve istihdam

22 Mart Dünya Su Günü, bu yıl “Su ve İstihdam” ana teması ile kutlanıyor. Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı İsmail Özdemir, 11 bini doğrudan, 85 bini dolaylı olmak üzere toplam 96 bin kişiyi istihdam sağlayan Türkiye Ambalajlı Su Sektörünün, yerelde istihdama katkı sağlayan sektörlerin başında geldiğini söyledi.

BM Genel Kurulu’nun aldığı kararla 1993 yılından bu yana küresel ölçekte su ile ilgili konulardaki gelişmelere dikkat çekmek, insanların temiz ve güvenilir suya erişimi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla kutlanan 22 Mart Dünya Su Günü için her yıl farklı bir tema belirleniyor.

BM, 2016 yılı için Dünya Su Günü temasını “Su ve İstihdam” olarak belirledi. BM’nin belirlemelerine göre, günümüzde dünya çapında çalışanların yaklaşık yarısını oluşturan 1,5 milyar kişi, su ile ilgili ya da tamamen suya bağımlı sektörlerde çalışıyor. Söz konusu faaliyetlerin neredeyse tamamını suya ve suyun güvenli bir şekilde tedarikini sağlamaya yönelik işler oluştururken, küresel su sektöründeki milyonlarca çalışanın hakları konusunda hala sorunlar yaşanıyor.

Ambalajlı Su Üreticileri Derneği’nin de (SUDER) üyesi olduğu Avrupa Ambalajlı Su Federasyonu (European Federation of Bottled Waters – EFBW), BM tarafından bu yıl için belirlenen “Su ve İstihdam” temasıyla kutlanan 22 Mart Dünya Su Günü’ne destek veriyor. Avrupa’da yaklaşık 600 bölgesel ve yerel üreticiyi temsil eden EFWB’nin Başkanı Jean-Pierre Deffis, sektörün sürdürülebilir kullanımına özen gösterdiği ve yerinde şişeleme yaptığı kaynakların genellikle kırsal bölgelerde olduğunun altını çizdi, bu durumun kırsalda yerleşik istihdama da katkı sağladığını kaydetti.

SUDER Başkanı Özdemir: Üretimden satışa yerel istihdama katkı

Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özdemir, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye ambalajlı su sektöründeki gelişmelere dikkat çekti.

Sektörün doğrudan 11 bin, dolaylı olarak 85 bin olmak üzere toplamda 96 bin kişiyi istihdam ettiğini bildiren Özdemir, “Ülkemizin su kaynaklarını bilinçli bir şekilde kullanarak üretim yapan ambalajlı su sektörümüz, hem suyun kaynağında ambalajlanması hem de dağıtım kanallarının ülkemiz genelinde yaygınlaşması sayesinde yerelde istihdama katkı sağlayan başlıca sektörlerden birisidir” dedi.

Sektörde çalışan sayısı kadar, sağlıklı, hijyenik koşullarda üretilen ambalajlı suların tüketiciye güvenilir bir şekilde ulaştırılmasında yetişmiş personelin de önemli olduğunu vurgulayan Özdemir, dernek üyelerinin sektörde deneyimli, nitelikli personel istihdamına da özen gösterdiklerini kaydetti.

Dünya Su Günü’nün ana teması: Su ve istihdam

Ambalajlı su pazarı 11,25 milyar litreye ulaşacak

Ambalajlı su sektörünün büyümesini yıllar itibariyle aynı ivmeyle devam ettirdiğini belirten SUDER Başkanı İsmail Özdemir, şu bilgileri verdi: “2014 yılında 10,7 milyar litre olan ambalajlı su pazarı, geçen yıl yüzde 2,4’lük büyüme ile 2015 yılında 10,98 milyar litreye ulaşmıştır. Bu hacmin 6,23 milyar litresi yüzde 1,5’lik küçülme ile damacana satış kanalından, 4,75 milyar litresi de yüzde 8’lik büyüme ile PET & Cam satış kanalından gelmiştir. Tonaj olarak toplamın yüzde 57’sini damacana, yüzde 43’ünü diğer ambalajlı sular oluşturmuştur. Sektörde toplam ciro 2015 yılında yaklaşık 4,58 milyar TL’ye ulaşmıştır.

2016 yılında Türkiye’de ambalajlı su pazarı hacminin yaklaşık 11,25 milyar litreye, sektörün cirosunun yaklaşık 5,04 milyar TL’ye ulaşması beklenmektedir. Ambalajlı su sektöründe mevcut endüstriyel kapasite kullanım oranının yüzde 40 seviyelerinde olduğu göz önüne alındığında, Türkiye’de ambalajlı su tüketiminin artması durumunda sektör mevcut kurulu kapasite ile bu ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilecek durumdadır.

TÜİK verilerine göre 2015 yılında toplam 41.850.959 dolar tutarında 264.813 ton ambalajlı su ihraç edilirken, 2016 yılında 291.294 ton su ihraç edilerek ülke ekonomisine 46.036.055 dolar katkı sağlaması beklenmektedir.”

Türkiye’de ambalajlı su tüketimi

Ülkemizde ambalajlı su tüketimine ilişkin bilgileri de paylaşan SUDER Başkanı Özdemir, yıllık kişi başına ortalama tüketimin geçen yıl 60 litresi PET & Cam, 79 litresi damacana olmak üzere toplamda 139 litre olarak gerçekleştiğini açıkladı. Özdemir, “2016 yılında kişi başına ortalama tüketimin 143 litreye ulaşmasını bekliyoruz. Tüketimin 65 litresinin PET & Cam, 78 litresinin damacana olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz” dedi.

Türkiye ile bazı Avrupa ülkelerindeki ambalajlı su tüketimine ilişkin verileri de karşılaştıran Özdemir, “2014 yılında İtalya’da yıllık kişi başı tüketimin 186 litre, Almanya’da 173 litre, Belçika’da 132 litre, İspanya’da 115 litre olduğunu görüyoruz. Rakamlar, Türkiye’nin yıllık kişi başına 139 litre ambalajlı su tüketimi ile bazı AB ülkelerine yaklaştığını, bazılarını da geçmiş olduğunu bize gösteriyor” diye konuştu.

Sektör, su kaynaklarını korumakta da hassas

Doğal su kaynaklarımızın korunmasına ve çevreye olan katkısının da önemine dikkat çeken SUDER Başkanı İsmail Özdemir, şunları kaydetti: “Sektörümüzde faaliyet gösteren üreticiler, dünyada ve ülkemizde bulunan suyun miktarının ve kalitesinin korunmasının öneminin farkında olarak, kaynaklarımızın gelecek nesillere kalması için kaynaklarını sürdürülebilir ve sorumlu bir şekilde kullanmaktadırlar.

Üreticilerimiz yeraltı su kaynaklarını çevreleyen alanları da korumakta olup, suyun bu kaynağa ulaşmak için geçtiği doğal ekosistemlerin korunmasına yardımcı olmaktadırlar. Üreticiler yerel topluluklar, kamu otoriteleri ve çiftçiler ile kurdukları işbirlikleri sayesinde bu kaynakların korunmasını sağlamaktadır. Bu ortak girişimler sadece biyoçeşitliliğin ve doğal yaşam ortamlarının korunmasını değil, aynı zamanda bölgenin sosyal ve ekonomik açıdan gelişimini de sağlamaktadır.

Türkiye ambalajlı su sektörü bu konuda üzerine düşen sorumluluğun farkında olarak, sahip olduğumuz su varlığını heba etmeden, en verimli şekilde kullanmaya özen göstermektedir.

Sürdürülebilir üretim için kaynakları korumanın öneminin bilincindeki SUDER üyesi firmalarımız, faaliyet gösterdikleri bölgelerde çevrenin korunması için kamu ve üniversite işbirliği içinde yürütülen çalışmalara da destek vermektedirler.”