Uzay mönüsü kinoa sofralara iniyor

Uzay mönüsü kinoa sofralara iniyor

Son zamanlarda çok popüler olmuş ve bu ününü fazlasıyla hak etmiş, zengin bir besin kaynağı olan kinoa, Avrupa ve ABD’de alternatif tahıl olarak kullanılıyor. Türkiye’de de ismi duyulmaya başlayan bu leziz ürün hem üretici hem de tüketici için mucizeler yaratıyor. tarlasera Ekim sayısında sofralarda gitgide boy göstermeye başlayan kinoayı okuyucularıyla buluşturuyor.

Yenebilir tohumları için tarımı yapılan, Chenopodioideae alt familyasına ait kinoa, görüntüsü ve bazı yönleriyle tahıllara benzese de aslında ıspanak ve pancar gibi bitkilere daha yakın. 7 bin yıllık bir geçmişi olan kinoa, ilk olarak Latin Amerika’da İnkalar tarafından yetiştirildi ve ‘tahıl ana’ dedikleri bu ürün bir dönem Güney Amerika halkının en önemli besin kaynağı olarak kullanıldı. Şimdi ise bu antik bitkiden Avrupa’da geleceğin tahılı olarak bahsediliyor. Türkiye’de ise halen çok yeni ve az bilinen bir ürün. Aylık Tarım ve Kültür Dergisi tarlasera Ekim sayısında kinoayı daha çok tercih edilir kılan avantajlarını ve kullanım alanlarını inceliyor.

Astronotların gıdası

Kinoa için dünyayı açlıktan kurtaracak tahıl denmesi besin değerlerine bakıldığında anlaşılıyor. Buğday ile pirinç arası bir tada sahip olan kinoada buğdayın iki katı, mısırın ve pirincin de 3 katı protein var. İçerdiği kalsiyum ise bir bardak sütteki kalsiyumdan daha fazla. Lizin gibi temel aminoasitler ve ayrıca A, B,C, D; E ve K vitaminleri içeriyor. Lif oranı çok yüksek. Kinoanın en çarpıcı özelliği ise glütensiz olması. İnsan vücudu için gereken tüm besinleri bünyesinde taşıyan kinoa bu süper özellikleri sayesinde uzayda da astronotların gıdası olarak kullanılıyor.

Kinoa bitkisi 1-2 metreye kadar uzayan uzun ömürlü bir bitki. 120 çeşidi olmasına rağmen beyaz, kırmızı ve siyah olmak üzere 3 çeşidi kullanılıyor. Anavatanı oldukça soğuk ve yüksek platolara sahip Güney Amerika’nın batı kıyısındaki And Dağları bölgesi olan kinoa, ağırlıklı olarak Kolombiya, Arjantin, Peru, Bolivya, Şili ve Ekvador’da yetiştiriliyor. Tarımı ise buğday ile aynı özellikleri taşıyor. Ekim-kasım aylarında toprağa tohumlar bırakılıyor, haziran-temmuz aylarında da hasadı yapılıyor. Her türlü toprağa uyum sağlayabilse de, en yüksek verimi rakımı bin ile 4 bin metre arasındaki yaylalık kıraç arazilerde veriyor.

Üretici için kârlı

And Dağları’nın bitkisi kinoa Anadolu iklimine uygun alternatif bir ürün. Son yıllarda değerinin anlaşılmasıyla Türkiye’deki üreticiler de kinoa yetiştirmek için kolları sıvadı. Ankara, Nevşehir, Adana, Iğdır ve birçok şehirde deneme ekimleri yapılıyor. Çünkü kinoa üretici için kazançlı bir ürün. Bir dekarın ekim maliyeti 500 TL’yi geçmezken, 500-700 kg verim elde ediliyor. Türkiye’de henüz yeni olduğu için tarlada 10 TL’den satmak mümkün. Perakende satış rakamı ise 46 TL’ye kadar ulaşıyor. Kinoayı talep eden üreticiler ise ürünü ancak büyük marketlerde ya da internette bulabiliyor ve yarım kilogramlık bir paket için 20 TL civarında bir miktarı gözden çıkarmaları gerekiyor. Türkiye, kinoa talebinin neredeyse tamamını ithalatla karşılıyor. Birleşmiş Milletler’in 2013 yılını ‘Dünya Kinoa Yılı’ ilan etmesinin ardından hem dünyada hem de Türkiye’de kinoaya olan talep yükseliyor. Uluslararası Tarım Örgütü de (FAO) iklimi müsait bölgelerde üreticilerin bu ürüne yönelmelerini tavsiye ediyor. Dünyada kinoaya olan talebin 5 yıl içerisinde 7,5 katına çıkmış olduğunu da düşünürsek, ilerleyen yıllarda Türkiye’de de benzer bir durumun oluşacağını söylemek yanlış olmaz.