Gıda 2000 Dergisi

İşte Unilever’in Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın karnesi

Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın sekizinci yılında pek çok hedefte kayda değer ilerleme kaydettiğini duyururken, şirket olarak her daim amacının ‘Sürdürülebilir Yaşamı Yaygın Hale Getirmek’ olduğunu açıkladı.

Unilever’in, 2010 yılında açıkladığı Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde benimsediği iş modeli, sürdürülebilirliğin büyüme için engel değil, aksine itici güç olduğunu kanıtlamaya devam ediyor. Çevreye olan etkileri azaltılmış, sürdürülebilir yaşam amacına sahip ve tüketicisiyle bunun iletişimini yapabilen ve Unilever bünyesinde “sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalar” olarak tanımlanan OMO, Lipton, Knorr, Dove, Algida, Elidor gibi markalar, 2018 yılında Unilever Türkiye’nin toplam büyümesinin yüzde 79,2’sini gerçekleştirdi. Bir önceki yıl bu rakam yüzde 72 düzeyindeydi. Unilever Türkiye ve Orta Asya Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin, Sürdürülebilir Yaşam Planının 8. yılında yaptığı değerlendirmede, “Yaptığımız her işin, her markamızın arkasında bir amaç olmasına büyük önem veriyoruz. Toplumun beklentilerini, farklılaşan tüketici ihtiyaçlarını çok iyi okuyan markalarımız var. Çalışanlarımızın duyguları ve tüketicilerimizin beklentileri ile tamamen uyumlu olan iş yapma şeklimiz, amacımızı kârlılığın önüne koymamızı gerektirmiyor, amaç zaten kârlılığı beraberinde getiriyor” dedi.

Seçkin: “Markalarımızla fayda yaratan amaçların peşinden koşacağız”

Mustafa Seçkin, “Şimdi bizim için, toplumun, dolayısıyla tüketicilerimizin yeni beklentilerine cevap verebilmek ve pozitif etkimizi artırmak adına markalarımızla daha cesur olacağımız bir dönem başlıyor. Sürdürülebilir yaşamı yaygınlaştırmak üzere şirketimiz, markalarımız ve çalışanlarımız ile hep birlikte fayda yaratan amaçların peşinden koşacağız” ifadelerini kullandı.

Unilever, toplumsal cinsiyet eşitliği için ekosistemini harekete geçiriyor

“Ülkemizin geleceğine yatırım yapacaksak dezavantajlı/kırılgan grupların güçlenmesi için onları desteklemek zorundayız” diyen Seçkin, şirketin 2019 ajandasında bu konunun öncelikler arasında yer alacağını vurguladı. Unilever’in toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli girişimlerde bulunduğunu dile getiren Seçkin, “Kadınların iş hayatına katılımını artıracak, daha üst pozisyonlara gelmelerini destekleyecek uygulamaların yaygınlaşması için ekosistemimizde yer alan 21 şirketle birlikte Birlikte Güçlüyüz platformunu kurduk. Birleşmiş Milletler’in Kadının Güçlenmesi Prensiplerini (WEPs) ortak bir rehber kabul ederek, birbirimize ilham vermeyi, harekete geçirmeyi ve ölçülebilir gelişim sağlamayı amaçlıyoruz. Bizim hedefimiz, bir hayali tek başımıza gerçekleştirmek değil, güçler birliği sağlayarak hızlı bir şekilde etki yaratmak…” şeklinde konuştu.

Seçkin, Unilever’in en büyük etki alanlarından biri olan reklamlarda da toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik hem kendi marka reklamlarını iyileştirmek hem de sektöre öncü olmak adına önemli adımlar attığını belirterek, “Farklı sektörlerden 25 şirketle birlikte Reklam Verenler Derneği çatısı altında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ilkelerinin reklam endüstrisinin kodu haline gelmesi için bir girişim başlattık” dedi.

Türkiye’de Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında 2018 yılında öne çıkan gelişmeler

Bu amaçlar doğrultusunda Türkiye’de sağlanan ilerleme şöyle:

1. 1 milyardan fazla insanın sağlık ve esenliğini iyileştirmek
2. Çevresel etkiyi yarıya indirmek

Unilever’in Türkiye’deki tüm fabrikaları, 2013 yılından bu yana ‘çöplüğe sıfır atık’ statüsünde üretim yapıyor. 2015 itibarıyla fabrikaların yanı sıra depolar, dağıtım merkezleri ve ofisler de ‘çöplüğe sıfır atık’ statüsünü elde etti. Konya’da 2016 yılında üretime geçen Ev ve Kişisel Bakım ürünleri fabrikası da Konya Algida Fabrikası gibi LEED sertifikası alırken, katı atık alanlarına gönderilen atık miktarında yüzde 100 azalma kaydedildi.

3. Milyonlarca insanın geçim kaynaklarını iyileştirmek
Diğer…
Exit mobile version