T.M.S RAF Sistemleri Genel Müdürü Ali Güler: “Müşterinin bir adım önündeyiz”

T.M.S RAF Sistemleri Genel Müdürü Ali Güler: “Müşterinin bir adım önündeyiz”

“Kazandığımızı sürekli işimize yatırıyoruz. Makine yatırımlarımız ile kalite ve sürat artacağından daha ekonomik standlar üreteceğimizi düşünüyoruz” diyen T.M.S RAF Sistemleri Genel Müdürü Ali Güler, sorularımızı yanıtladı, sektörü değerlendirdi.

-Sayın Güler, T.M.S Raf Sistemleri’nin kuruluş aşamasını öğrenebilir miyiz?

T.M.S RAF Sistemleri San. ve Tic. Ltd., 1986 yılında Teknik Metal Sanayi olarak kuruldu. 1992’inin altıncı ayında limited şirkete dönüştü. Başlangıçta market sepetleri, ahşap market rafları bir ara otel servis arabaları yaptık. Ondan sonra gelen talepler doğrultusunda sadece özel stand ve malzeme taşıma kasaları üretimine yöneldik. Koçtaş, Sütaş, Nestle, Sandisk, Eczacıbaşı, Marmarabirlik, Unilever ve daha birçok kurumsal firmanın standlarını ve özel taşıma kasalarını üretiyoruz. Üretim ile beraber birçok üründe tasarım ve Ar-Ge de bize ait. Üretimimiz metal ağırlıklı zaman zaman ahşap, zaman zaman PVC çalışıyoruz. Bursa Kayapa Sanayi Bölgesi’ndeki 2.500 metrekarelik fabrikamızda üretim yapıyoruz. 50 çalışanımız var ve aile şirketiyiz.

-Üretim kapasiteniz ve yeni ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Standart değil, özel ürün çalıştığımız için net rakam vermek kolay değil. Küçük standlarda ayda yaklaşık 30 bin adet, malzeme taşıma kasalarında ayda yaklaşık 10 bin adet üretim kapasitemiz mevcut. Ayda ortalama 100 ton civarında tel işleyebiliyoruz.

Hep yeni ürün üretiyoruz. Prensip olarak hep farklı ürün yapıyoruz, her birine ayrı ayrı stand dizayn ediyoruz. Terziye takım elbise verirsiniz bir hafta on günde dikilir, konfeksiyonda bu süre içinde 300-500 takım elbise çıkar. Biz konfeksiyon hızında üretim yapıyoruz.

Kazandığımızı sürekli işimize yatırıyoruz. Daha çok tel ve metal ağırlıklı çalıştığımız için tel bükme, tel hasır puntalama ve metal işleme makinelerine yatırımlar yapıyoruz. Makine yatırımlarımız ile kalite ve sürat artacağından daha ekonomik standlar üreteceğimizi düşünüyoruz.

-Hangi ülkelere ihracatınız var?

İsrail, Almanya, ABD, Güney Afrika, Fransa, İrlanda, Belçika, Dubai, Kenya, Rusya, Mısır, Irak, İngiltere, Avusturya, Danimarka ve Makedonya’ya ürün gönderiyoruz. Fransa ile ciddi bağlantılarımız var. Tasarımları Fransız firmaya ait olan çeşitli standlar gönderiyoruz. Şu an altı-yedi versiyonu var. Daha önce de gazete ve dergi standları gönderdik. Standlarımız Fransa’da büyük beğeni topladı.

-Özel taşıma kasaları da ürettiğinizi söylediniz, bu konuyu biraz açabilir miyiz?

Firmaları sevkiyatta ve istiflemede kara geçirecek özel çözümler sunuyoruz. Yine metal ağırlıklı olmak üzere gıdadan otomotive birçok farklı sektöre yine aynı stand işinde olduğu gibi ürüne özel malzeme taşıma ve istifleme kasaları imalatı yapmaktayız.

-Tasarımı oluştururken nelerden ilham alıyorsunuz?

Biz müşterimizin sattığı üründen yola çıkarak dizayn yapıyoruz ve bunlar hep yeni ürünler oluyor. Birkaç çıkış noktasından hareket ediyoruz. Birincisi ürün yeni bir ürün mü? Firma yeni mi? Bunları öğrenip değerlendiriyoruz. Yeni bir ürünün mümkün olan en fazla noktaya ulaşabilmesi için daha ekonomik standlar öneriyoruz. Bin stand yaptıracak ise biz bunu 1.500’e çıkaracak önerilerde bulunuyoruz ki, stand yoluyla da reklam yapabilsin. Bir de prestij standlarımız var bizim. Burada artık standın birim maliyetinin çok fazla önemi olmadığını düşünüyoruz. Zaten bütün standlarımız sevk edildikten sonra T.M.S’nin ya da A firmasının B firmasının standı olmaktan çıkıyor. Örneğin iyiyse Nestle’nin standı iyi, kötüyse yine Nestle’nin standı kötü oluyor. Ürünün piyasadaki kullanımını da takip ediyoruz. Daha sonra üzerinde bir takım değişiklikler yapma yoluna gidiyoruz. Gözlemlerimiz doğrultusunda öneriler getiriyoruz firmaya. Bunun üzerine şöyle ilaveler yaparsak daha işlevsel daha ekonomik hale gelecek diye. Ya da maliyeti bir miktar artıracak ama sizin satışınıza olumlu yönde etkisi olacak gibi değerlendirmelerde bulunuyoruz. Bu da firmaların hoşuna gidiyor. Sonuçta onların ticaretine katkıda bulunuyoruz. Müşterilerinizle ilişkileriniz satıştan sonra da sürüyor. Sattıktan sonra da yaptığımız dizaynın ne derece doğru olduğunu kontrol ediyoruz. Bir kerelik çalışmıyoruz. Müşterilerimiz yaptığımız işten sonuç almalı ki, süreç sonra da devam edebilsin. Müşteri odaklı çalışıyoruz. Hatta müşterinin bir adım önündeyiz. Çünkü bizden ürün talep eden firmaların gerek satın almacılarının, gerekse pazarlamacılarının işleri, stand hakkında çok şey bilmeyi gerektirmiyor.

-Tasarımlarınızı nasıl sunuyorsunuz?

Müşteri ile yaptığımız ön görüşme doğrultusunda, görsel tasarım ekibi tarafından render ve teknik resimler ile tasarım hazırlanıyor, ayrıca prototip hazırlayan bir birimimiz var. Stand çok büyük değilse, bir saat içinde ya da aynı gün içinde prototip hazırlanır. Bu konuda gayet hızlı olduğumuzu düşünüyorum. Çalıştığımız firmaların yüzde 80’i İstanbul’da. Bazen de yanlış değerlendiriliyoruz. Hazırda vardı, elindekini bana gönderdi diye düşünenler oluyor. Ama gerçekte öyle değil. Özel olarak ürettiğimizi fark edemeyenler çıkabiliyor.

-Kalite anlayışınız nedir?

ISO 9001 ve 2000 kalite belgelerimiz var. Ürünlerimiz tel, profil sac olmasına rağmen kesinlikle insanın eline zarar verecek çapaklanmalar yoktur, çizmeye yol açmaz, yaralayıcı değildir. Özel standların müşterileri arasında çoğunlukla çocuklar olduğu için bu unsur son derece önemli. Daha önce tekstil sektörü ile de çalıştık. Örneğin çok pahalı bir takım çizilirse, defolu olarak satılır. O yüzden stand önemli. Kalitemizden taviz vermiyoruz. Bunun için azami özeni gösteriyoruz. Bazen daha ekonomik stand elde etmek için insanların harcıalem stand istedikleri de oluyor ama biz ürünü belli bir kalitenin altına düşürmüyoruz

-“Özel stand”larla ilgili bilgi verir misiniz?

Standın öneminin kavranmış olması lazım. Yeni stand talep eden firmalarda gözlemlediğimiz şu; biz bunu para ile satmıyoruz anlayışı var. Boşa atılmış para gibi değerlendiriyorlar. Ama bir taraftan da bakıyorlar ki, bütün uluslararası firmalar standa oldukça iyi miktarlarda bütçe ayırıyor. Elbette ki onların bütçelerine katkı sağlamıyor ama endirekt olarak iyi miktarlarda getirisi olduğunu biliyoruz. Sürekli görsellik sağladığı için market içinde marka yaratma konusunda da firmalara etkisi oluyor. İsim yaratıyor, kalıcılık sağlıyor. Üzeri çapaklı olursa, daha ucuz stand almış olacak ama üzerine koymuş olduğu ürünü zaman zaman delebilir. Cips sektöründe buna sık rastlanır. Belki de standın maliyetine yüzde 10 fazla ödese daha ekonomik bir stand almış olacak. Geri dönen mallardan çıkan hesabı tutmaları mümkün değil. Geri geldi ama tarihi geçtiği için mi geldi? Yoksa patladığı için mi geldi? Bir de ucuz stand alacağım diye görünüşü kötü, işlevi olmayan stand almış olmalarının anlamı yok. Kendi firmalarını karalamış olurlar. Daha doğrusu kötü bir standın üzerinde iyi bir ürünü teşhir etmenin anlamı yok. Ürün istediği kadar lezzetli, istediği kadar şık, sağlam olsun, kötü bir standın üzerinde sergilerseniz ne kadar inandırıcı olabilirsiniz ki?

-Sizin açınızdan 2016 yılı nasıl geçiyor?

Çalıştığımız firmalar Türkiye’deki günlük politikalardan çok fazla etkilenmiyorlar. Dövizin yükseldiği dönemlerde bile uluslararası firmalar bir yıl önceden belirledikleri bütçe doğrultusunda harcamalarını sürdürüyorlar. Dolayısıyla 2016 yılı da daha önceki yıllardan farklı değil, yaptığımız işlerden memnunuz. Yeni yılda beklentilerimiz yüksek. 2017’nin bizim için çok daha iyi olacağını düşünüyoruz.

-Sektörünüzdeki dezavantajlar neler?

Özel standın çok farklı bir kullanım alanı ve yapısı var. Hata yaparsanız geriye dönüşü mümkün değil. Özel firmaların tanıtımında kullandıkları etkinlikler var. Standın orda olması gereken gün stand orda olmalı çünkü tanıtımın bir ayağı eksik kalmış oluyor ve bunun telafisi mümkün değil. Ürün zamanında firmaya teslim edilmezse firma kendi içinde huzursuzluklar yaşıyor. Pazarlama satın almadan istemiş, zamanında gelmemiş, o zaman üretici firmadan kaynaklanan tartışmalar yaşıyorlar.

-Sektörünüzün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Özel stand anlayışı Türkiye’deki yerli firmalarda yeni yeni yerleşiyor. O yüzden bünyemize sürekli yeni firmalar katılıyor. Bu konuda önümüzün açık olduğunu biliyoruz. O yüzden sürekli kendimizi geliştirmeye ilerletmeye çalışıyoruz. Daha kaliteli, daha hızlı, daha ekonomik, daha görselliği gelişmiş standlar yapıyoruz. Standın ömrü çok uzun değil. Bu bizden, üretimden kaynaklanmıyor. Ürün ambalajları değişiyor, anlayış değişiyor. Dolasıyla standın ömrü altı ayla üç yıl olarak hesaplanıyor. Ama ben 6 yıl 7 yıl önce yaptığımız standların halen kullanıldığını da görüyorum ve bundan büyük keyif alıyorum. Ege ve Akdeniz bölgelerindeki marketler, mağazalar hemen hemen her yıl yenileniyor. O bölgelerin üretici firmaları, daha hızlı stand değiştiriyor.