Bio Organik Zapatista Kahve Türkiye’de

Yüzde 100 Bio Organik Zapatista Kahve Türkiye’de

Meksikalı efsanevi Maya yerlilerinin Chiapas bölgesinde ürettiği ve “adil ticaret” anlayışıyla dünya pazarına giren Kolektif Kahve Zapatista, “Üçüncü Dalga” (Thirdwave) Kahve Anlayışını Şimdide Türkiye’deki kahve severlerin beğenisine sunuyor.

Zapatista kahve, % 100 bio organik kahve kulvarında ve “üçüncü dalga” (third wave) kahve akımını temsil ederek Türkiye kahve piyasasına giriyor. Zapatista kahve, efsanevi ve özgürlükçü Maya yerlileri tarafından adil ticaret (fair trade) anlayışıyla kolektif bir bilinçle yetiştiriliyor. Türkiye’ye Dünyalık Grup tarafından getirilen Zapatista kahve, öncelikli olarak üçüncü dalga kahve akımını yorumlamak amacıyla Zapatista Cafe olarak ilk şubesiyle Beyoğlu bölgesinde hizmete girecek. Ardından seçili market ve organik ürün satan butik mağazalarda da yerini alacak.

Dünya dostu % 100 bio organik kahve

Meksika’nın güneyindeki Chiapas bölgesinde yetiştirilen Zapatista kahve, endüstriyel tarım yapılmamış arazilerde ve kimyasal ürün kullanılmadan yetiştiriliyor. Tarım yapılan alanlarda herhangi bir otoban ya da sanayi bölgesi olmadığı için Zapatista kahve, “% 100 bio organik kahve” unvanını alıyor. Dünyada resmi olmayan rakamlara göre, son 8-10 yılda organik tarım yapılan alanlarda beş kat artış gözleniyor. Organik tarım ve bio organik tarımın gerçekleştirildiği bölgelerin başını Latin Amerika çekerken, organik ürünlerin üretiminin yüzde 25’lik kısmını ise kahve üretimi sağlıyor.

Zapatistaların adil ticaret yaklaşımları

Zapatista kahve, % 100 bio organik kahve olmasının yanı sıra Zapatist kolektifler tarafından komünal olarak üretiliyor ve tüm dünyada sadece adil ticaret esaslarıyla çalışan gruplara satılıyor. Zapatist kolektifler, kahveyi üretirken asla çocuk, kadın, mahkum ve sosyal güvencesiz işçi emeği kullanılmadıkları gibi, satıştan elde edilen gelirler ise tüm yerli halkların ortak eğitim, sağlık, barınma, beslenme ve güvenlik gibi ihtiyaçları için kullanılıyor.

Dünyalık Grup YK Başkanı Oya Çelik Gülten, “Artık doğayı, insan sağlığını ve hayvan haklarını hiçe sayan gıda ürünlerinin tüketilmesine karşı bir tavır almamız gerektiğini düşündüğümüz için hem ülkemiz insanlarının kolay kolay ulaşamayacağı hem üretim şeklinin hem de ticaret sonucunda elde edilen gelirlerin etik ve adil koşullarda oluştuğu dünya kolektiflerinin ürünlerini Türkiyeli kahveseverler ile buluşturmaya karar verdik.

Zapatista kahve, bu anlamıyla, savunduğumuz ve inandığımız tüm ilkelere uygun bio organik bir üründür. Bu ürünleri ülkeye getirirken de ticaret yapılırken de “Başka Türlü Bir Dünya” olabileceğini de göstermek istedik. İnanıyoruz ki, bu dünyayı insanların sosyal ve ekonomik haklarının çiğnenmediği, hayatı paylaşarak ve dayanışmayla yaşayan insanların ürettiği ürünlerle doldurmak mümkün” açıklamasında bulundu.

Zapatista Cafe şubeleri geliyor

Zapatista Kahve; Türkiye kahve piyasasında uzun süredir devam eden ve butik kahvecilik anlayışıyla yürütülen üçüncü dalga kahve akımıyla artık tüm kahveseverlere hizmet verecek. Zapatista Cafe’ler, konsept kafe şubeleriyle öncelikli olarak İstanbul’un çeşitli yerlerinde kahveseverlerin hizmetinde olacak. Zapatista Cafe’ler, Latin Amerika dekorasyon konseptinde ve üçüncü dalga kahveciliğin görsel bir şölen eşliğinde sunulacağı, aynı zamanda kendi kahvesini kendisi kavuran organik kafeler olarak açılacak.

Dünyalık Grup YK. Başkanı Oya Çelik Gülten, “Biz Zapatista’yı Türkiye’ye getirmeye karar verdiğimizde, kahvenin yetiştirilmesinden dağıtımına kadar tüm süreçlerde hakim olan kolektif ruha uygun olarak, adil ticaret koşulları içinde çalışacak olan Zapatista Cafe şubelerinin, tamamen organik kafe anlayışında ve üçüncü dalga kahve kültürünün sunulduğu mekanlar olarak düzenlenmesine dikkat edeceğiz.

Zapatista Cafe şubelerini ilk altı ay içerisinde üç adet açacağız. Daha sonra da altı aylık ve yıllık periyotlarla hedef kitlemizde etkin olacak yerleri tercih edeceğiz. İlk Zapatista Cafemizi Beyoğlu ilçesinde açıyoruz. Bunu Beşiktaş ve Kadıköy ilçelerindeki kafeler takip edecek. Bizimle yol almak isteyen ve franchise talep eden işletmecilere de aynı anlayışla yol almak kaydıyla kapımız açık” yorumunda bulundu.

Zapatista Kahve Akademisi kurulacak

% 100 bio organik kahve olan Zapatista kahve, Türkiye’de üçüncü dalga kahve akımını temsil edecek. Bu nedenle de kurulacak Zapatista Kahve Akademisi’nde; kahve kavrulmasında, kahve pişirilmesi ve demlenmesinde uzman, tadım testlerinde bilirkişi olacak Baristalar yetiştirilecek. Bu sayede pek çok gence yeni bir meslek kazandırılacağı gibi iş olanakları da sağlanacak. Zapatista Kahve Akademisi’ne öncelikli olarak konaklama, yeme ve içme ihtiyaçları Dünyalık Grup tarafından karşılanmak suretiyle Anadolu’daki gençler dahil edilecek.

Zapatista kahvelerin içinde bulunduğu üçüncü dalga kahve akımı, yüksek kalite kahve üretimine yönelik adımı ifade ediyor. Kahvenin buğday gibi ticari bir mal yerine tıpkı şarap ve viski gibi zanaatkar elinden çıkmış bir besin maddesi olarak değerlendirildiği bu akım; üretimin bütün sürecini (yetiştiricilik, hasat, işleme vb.) kapsıyor. Üçüncü dalgada, kahve çekirdeğinin tarla çıkışından itibaren fincana gelene kadarki aşaması önem arz ediyor. Böylelikle kahve, tat ve sunumuyla bir gurme, gusto kalitesine bürünüyor.

Zapatista Kahve hakkında : Bir özgürlük ve anti endüstriyel ekolojik yaşam mücadelesinin hikayesi…

Beyaz adam 500 sene evvel Amerika kıtasını işgal ettiğinde kıtanın tüm yerli halkları ya köleleştirildi ya da yok edildiler. En büyük hasar da kıtanın tüm yerli halklarının dilleri ve kültürleri üzerinde oldu. Beyaz adamın şiddetinden Maya yerlileri de fazlası ile zarar gördüler. Meksika’nın Chiapas eyaletinde yaşayan Maya yerlileri de aradan 500 sene geçmesine rağmen bu baskı ve asimilasyonun etkisi altındaydılar. Maya yerlileri, kendilerine uygulanan bu asimilasyon ve baskıdan kurtulmak ve on binlerce yıldır yaşadıkları topraklarda yine özgürce yaşayabilmek için mücadele etmeye karar verdiklerinde; tarih 1982 yılını göstermekteydi.

“Artık Yeter” anlamındaki Ya Basta! sloganı ile Subcomandante Marcos’un da içinde bulunduğu bir grup olarak Meksika hükümetine karşı Zapatistalar adı ile mücadele etmeye başladılar.

Zapatistalar adını Meksika Devrimi’nin (1910-1920) lideri olan Emiliano Zapata’dan alır. Kendilerini Zapata’nın ideolojik mirasçıları ve emperyalizme karşı beş yüz yıldır süren yerli direnişin vârisleri olarak görürler. Uzun süren bu direniş ve mücadeleden sonra Chiapas eyaletinde kendi özerk bölgelerini ilan ederler. Bu yeni durumla birlikte tüm üretim ve tüketim ilişkilerini eşitlik temelinde gerçekleşen kolektif yaşama uyarladılar. Mücadele öncesi oldukça muhafazakar olan Katolik Maya yerlileri, bu özgürlük mücadelesi içinde sadece ekonomik olarak özgürleşmediler, aynı zamanda felsefik olarak da evrim geçirdiler. Yeni ve özgür Chiapas eyaleti, artık kadın üzerindeki baskıyı, ırkçılığı, ötekileştirmeyi, homofobiyi ve eşitsizliği reddeden “Başka türlü bir dünyanın” da habercisi oldular.

Ekonomik yaşamı Kolektifler üzerinden yeniden oluşturmaya başlayan Maya yerlileri, yaşadıkları bölgede Küreselleşmeyi ve Neo Liberalizmi reddederek binlerce yıldır kullandıkları metotlarla organik tarım yapmaya başladılar. Maya yerlileri endüstriyi reddettikleri için ürettikleri kahvelerde asla inorganik tarım etkisi ve sanayinin yarattığı zehirli atık etkisi yoktur. Bölgede, sanayileşme ve hatta otoyol dahi olmadığı için kirli hava etkisi dahi yoktur üretilen kahvede. Meksika’da yükleme yapılan limanlara kadar at ve eşek sırtında taşınan Zapatista Kahveler için, eğer bir organik ve Bio üretimden bahsediyorsak, dünyanın en bio kahvesidir diyebiliriz.

Zapatista kahveyi ve tabi ki Latin Amerika’da aynı mantıkla üretim yapan diğer kahve kolektiflerinin ürettikleri kahveleri “ünlü-popüler” markalarından ayıran en önemli özellikleri: üretimin ve paylaşımın eşit olmasıdır. Kahve üretimi dünyanın birçok ülkesinde sömürü yoğun yöntemlerle yapılmaktadır. Bir çok kahve markası düşük ücretle çalıştırılan çocuk, kadın, mahkum emeği ve sigortasız, sendikasız, sosyal güvenceden yoksun işçi- köylü emeği ile üretilmektedir.

Zapatista ve diğer kolektif kahvelerinin üretiminde asla çocuk, kadın, mahkum ve sosyal güvencesiz işçi emeği kullanılmadığı gibi, satıştan elde edilen gelirler ise tüm yerli halkların ortak eğitim, sağlık, barınma, beslenme ve güvenlik gibi ihtiyaçları için kullanılmaktadır. Bu anlamı ile dillere pelesenk olmuş“ fairtrade (adil ticaret)” anlayışının da üzerinde bir etik düzeyi yakalamışlardır.

Zapatista kahve, aynı zamanda bazı ülkelerde lezzet olarak da ödüller almış, BİO sertifikalı bir üründür. Tüm dünyada hem tat hem de felsefik olarak kendini kabul ettirmiş yeni dalga bir kahvedir. Zapatista kahvenin üretim şekli, ruhu, hikayesi, tadı, dokusu ve damakta bıraktığı tat ile kahve severlerin ve 3.dalga (thirdwave) kahveciliğin takipçileri için denenmesi gereken tatların başında gelir.