“İyi Bakteriler”in önemi

Danimarka’da kurulan, biyoteknoloji ve doğal katkı maddeleri alanlarında küresel pazar liderlerinden Chr. Hansen, Danimarka Konsolosluğu tarafından düzenlenen “Danimarka Çocuk Festivali” kapsamında Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü Özger Arnas Salonu’nda “İyi Bakteriler” toplantısı düzenledi.

Erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon adet ve 450 çeşidin üzerinde bakteri ve mantar bulunuyor. Bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluşturuyor. Aynı doğada olduğu gibi sindirim sistemimizde de iyi ve kötü bakteriler savaş halindeler. İyi bakteriler, eski çağlardan beri gıdaların ömrünü uzatmada da kullanılıyor. Ekmek, peynir, yoğurt, sirke, kefir, turşu ve boza gibi fermantasyon ile üretilen tüm gıdalarda bu iyi bakteriler çalışıyor.

Chr. Hansen, Danimarka Konsolosluğu tarafından düzenlenen “Danimarka Çocuk Festivali” kapsamında Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü Özger Arnas Salonu’nda “İyi Bakteriler” adı altında düzenlenen toplantı, oyuncu ve iki çocuk annesi Ceyda Düvenci moderatörlüğünde gerçekleşti. Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Baş, annelere “İyi Bakteriler” ve “Probiyotikler” hakkında merak edilenleri ve yanlış bilinen doğruları aktardı.

İyi bakteriler ve probiyotikler hakkında Ceyda Düvenci’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Murat Baş, bağırsaklarda bulunan iyi bakterilerin yiyecekleri sindirmeye, istilacı kötü bakterilerle savaşmaya ve metabolizmada dengeyi sağlamaya destek verdiğini söyledi. Günümüzde insanların iyi bakterilere daha çok ihtiyaç duyduğunu da kaydeden Baş, antibiyotik kullanımı, stres, uykusuzluk, düzensiz beslenme gibi nedenlerle vücudumuzdaki iyi bakterilerin sayısının azaldığını, bu gibi durumlarda insan vücudunun probiyotiklere ve iyi bakterilere daha çok ihtiyaç duyduğunu belirtti.

“Her iyi bakteri probiyotik değildir”

Prof. Dr. Murat Baş, her iyi bakteriye probiyotik denilemediğinin altını çizdi. “Bir iyi bakteriye probiyotik diyebilmemiz için insanlar üzerinde sağlığa olan faydalarının klinik çalışmalarla kanıtlanmış olması gerekmektedir” diyen Baş, probiyotik bakterilerin, bazı süt ürünlerine ve bazı gıda takviyelerine ilave edildiğini, bu tür bakterilerin yaşayan mikroorganizmalar olduğunu ve sağlığa olan faydalarını görebilmek için, bu bakterileri canlı olarak vücudumuza almamız gerektiğini ifade etti. Probiyotikler konusunda dikkat edilmesi gereken hususları da açıklayan Baş, “Isıyla işlem görmüş bir fermente üründe canlı mikroorganizma kalmaz. Yani probiyotik ilaveli yoğurdu yoğurt olarak tükettiğimizde, bu probiyotik bakterileri canlı olarak tüketmiş olur ve maksimum seviyede faydalanırız, fakat yoğurt çorbası yaptığımızda kaynatma süresince bu iyi bakterileri öldürdüğümüz için çorbaya probiyotik diyemeyiz. Probiyotik bakteriler birçok bakteri gibi, asitli veya çok şeker olan ortamda yaşayamazlar ve sıcak ortamda da ömürleri çok kısadır” diye konuştu.

Hazır yoğurtlarla ilgili soru işaretlerini de gideren Baş, her hazır yoğurdun probiyotiklere sahip olmadığını ama iyi bakteriler açısından evde hazırlanan yoğurtlara kıyasla daha zengin olduğunu ifade etti. Baş, probiyotikli yoğurtların hangileri olduğunu, ürünün üzerinde yer alan probiyotik ibaresinden anlaşılabileceğini söyledi.

Prof. Dr. Murat Baş, Ceyda Düvenci’nin “günlük ne kadar probiyotik almalıyız” sorusuna ise “Dünya Sağlık Örgütü, günlük alınması gereken probiyotik miktarını yapılan klinik çalışmalar sonrasında belirlemiştir. Günlük minimum 100 milyon probiyotik alınmalıdır. Fakat her probiyotik için kendisi için beyan edilen sağlık faydasına göre tüketimi artabilir” diye cevap verdi.

Probiyotiklerle prebiyotiklerin anlam olarak sürekli karıştırıldığına da dikkat çeken Baş, “Probiyotikler sağlığa faydası olan iyi bakterilerdir. Prebiyotikler ise, sağlığa faydası olan iyi bakterilerin bağırsakta kalma sürelerini veya aktivitelerini arttıran gıda bileşenlerine verilen genel isimdir. Aslında prebiyotiklere lif demek daha doğru olur ve probiyotiklerle simbiyotik etki yaratırlar” dedi.

Çocukların gelişiminde probiyotiklerin önemi

İyi bakterilerin ve probiyotiklerin çocukların sağlıklı gelişimi açısından da önemine vurgu yapan Baş, bu tür iyi bakterilerin, okul çağındaki çocuklarda düzenli kullanıldığında, üst solunum enfeksiyonlarının belirli ölçüde azalttığına, sindirim sistemi ve metabolizmayı düzenlediğine ve buna bağlı olarak da çocuklarda bağışıklık sistemi ile ilişkili tüm rahatsızlara dair önemli bir destekleyici olduğuna işaret etti.

Chr. Hansen hakkında

1874 yılında Danimarka’da kuruldu. Biyoteknoloji ve doğal katkı maddeleri alanlarında küresel bir pazar lideri olan Chr. Hansen, günümüzde doğal gıda katkı maddeleri, beslenme sağlığı, tarımsal üretkenlik ve tıbbi tedavi alanlarındaki çözümleri ile faaliyet gösteriyor. Ürün grupları arasında; yoğurt, ayran, peynir türleri, kefir, et ürünleri için kültürler ve probiyotik bakteriler bulunuyor. Chr. Hansen, probiyotik bakterileri hem gıda sektörü, hem de gıda, hayvan ve bitki sağlığı doğal takviyeleri için farklı formlarda tedarik ediyor. Yine süt sektöründe kullanılan enzimler (peynir mayaları, laktaz vb.) de ürünlerinin arasında büyük bir kalemi oluşturuyor. Farklı bir bölüm olarak içecek şekerleme, dondurma ve et ürünleri sektörüne hizmet veren en büyük doğal renklendirici tedarikçilerinden biri.