MÜMSAD Genel Koordinatörü Ebru Akdağ: “Bilgi kirliliği ile mücadelemiz sürüyor”

Gıda 2000’in sorularını yanıtlayan MÜMSAD Genel Koordinatörü Ebru Akdağ, sektörle ilgili bilimsel ve teknik gelişmelerin sıkı takipçisi olduklarını söylüyor.

-Sayın Akdağ, öncelikle MÜMSAD hakkında bilgi alabilir miyiz? 

Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD), sektörde ortak hareket misyonuyla 2004 yılında kuruldu. Bugün MÜMSAD şemsiyesi altında 14 firma ve 31 üye bulunuyor. Derneğimizin temel oluşum amaçları arasında; temsil ettiğimiz margarin, bitki ve meyve çayları, kuru çorba ve dondurulmuş ürün kategorilerinde gerekli standartların ve kodekslerin hazırlanmasına ve uygulanmasına yardımcı olmak, güvenilir ve hijyenik üretimi teşvik etmek ve gıdada yaşanan bilgi kirliliğine karşı tüketicileri bilinçlendirmek yer almaktadır. Çalışmalarımızı bilimsel eksende ve çok boyutlu yürüttüğümüzden, bakanlıklar, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, bilim ve sağlık dünyası ile sürekli iletişim ve işbirliği içinde hareket ediyoruz. 

-Son dönemde dünyada gıdada trans yağ konusu gündemde yer alıyor. MÜMSAD’ın trans yağın elimine edilmesinde yaptığı çalışmalar nelerdir?

Bilim dünyasının trans yağların, daha doğrusu teknik ismiyle trans yağ asitlerinin kardiyovasküler risk yaratabileceği söyleminin ardından, Türk margarin üreticileri MÜMSAD şemsiyesi altında bir araya gelerek, henüz hiçbir yasal düzenleme yokken gönüllü olarak trans yağsız üretim için çalışmalara başladı. Ar-Ge çalışmaları ve yapılan büyük yatırımlar sonucunda “Kısmi Hidrojenasyon” yöntemi terk edilerek, ileri teknoloji üretim yöntemlerine geçildi. Piyasanın yüzde 98’ini oluşturan MÜMSAD üyesi firmalar raflarda bulabileceğiniz tüm margarinlerinde bu dönüşümü sağlayarak, trans yağ seviyesini % 1’in de altına indirme başarısını gösterdi. Bu seviye bilim dünyası tarafından “trans yağsız” kabul ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2018 yılında gıda tedarik zincirinde trans yağı elimine etmeyi gündemine alarak, tüm ülkelere çağrıda bulundu ve gıdada trans yağ limitinin kabul edilebilir seviye olan % 2’ye indirilmesi için 2023 hedefini koydu. Türkiye, MÜMSAD liderliğinde hedef konulan yüzde 2’nin yarısı olan yüzde 1 seviyesi ile bu hedefin önüne geçerek dünya ülkelerine de örnek bir uygulama gerçekleştirdi. Tüketicilerin trans yağsız ürünleri ayırt edebilmeleri için kullanılan “Trans yağ yoktur” logosu da MÜMSAD’a tescillidir. MÜMSAD bu sorumlulukla yürüttüğü Oto Kontrol Projesi kapsamında rastgele zamanlarda raflardan aldığı margarinleri tarafsız üniversite laboratuvarlarında analiz ettirmektedir. Bu bağımsız analiz sonuçları da raflardaki margarinlerin trans yağ içermediğini kanıtlamaktadır. 

-Dünyada trans yağ konusu ile ilgili durum nedir?

Dünyada ilk yasal düzenleme 2003 yılında Danimarka’dan gelmişti. Bunu bazı batı Avrupa ülkeleri ve ABD’deki bazı eyaletler takip etti. Ancak ABD’de federal bazda uygulama 2018’de başladı; Kanada’da 2020’de, AB’de ise 2021’de başlayacak. Tüm bu ülkelerde regülasyonlarda izin verilen trans yağ seviyesi de yüzde 2’dir. Bu konuda diğer öncü ülke Avustralya’da ise Avustralya Kalp Vakfı öncülüğünde 2005 yılından itibaren margarinlerde trans yağ yüzde 1 seviyesinin altına çekildi. Ülkede bu konuda hala yasal bir düzenleme bulunmuyor. Avustralya’daki başarılı gönüllü uygulamanın bir benzerini de Türkiye’de MÜMSAD öncülüğünde gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz. Türkiye’de MÜMSAD’a bağlı şirketlerin ürettiği margarinlerde trans yağ % 1 limitinin altında bulunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nca hazırlanan ve Türkiye’de 2020 yılından itibaren geçerli olacak yeni mevzuata göre ise ülkemizde gıda ürünlerinde trans yağ için, AB’de olduğu gibi, yüzde 2 limiti belirlendi. Bu konuda ülkemiz, küresel bazda hedeflenen seviyenin yarısına ulaşmakla kalmayıp ABD’den 11, Kanada’dan 13, Avrupa Birliği’nden de 14 yıl ileridedir ve büyük bir başarıya imza atmıştır. 

-Trans yağ nedir?

Trans yağlar ya da teknik ismiyle trans yağ asitleri, genel olarak iki şekilde oluşur: Doğal kaynaklı ve Endüstriyel. Doğal kaynaklı trans yağ, geviş getiren hayvanların midelerindeki bağırsak bakterileri tarafından üretilir. Dolayısıyla bu hayvanlardan elde edilen ürünlerde (örneğin sığır, koyun, keçi vb’den elde edilen et, süt ve süt ürünleri gibi) yaklaşık % 2-5 düzeylerinde doğal kaynaklı trans yağ bulunur. Endüstriyel trans yağlar ise bitkisel sıvı yağların kısmi hidrojenasyon denilen yöntem kullanılarak doyurulması esnasında istenmeden oluşan bir bulaşandır; ki günümüzde buna neden olan kısmi hidrojen yöntemi kullanılmamaktadır.

Doğal ve endüstriyel trans yağların insan sağlığı üzerindeki etkisi hala araştırılan bir konudur. Ancak EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi) ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) makalelerine göre her ikisinin de benzer etki gösterdiği düşünülmektedir. 

-Toplumda yaşanan bilgi kirliliğiyle mücadele anlamında ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?

Derneğimizin mücadele ettiği en önemli konuların başında gıdada bilgi kirliliği geliyor. Özellikle gıda güvenliği konusunda bilimsel veriler ışığında toplumda farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Trans yağları dünyada konulan limitlerin de altına çekerek yakaladığımız başarıyı, gıda güvenliği ile ilgili konularda farkındalığımızı yükselterek de göstermemiz gerekiyor. MÜMSAD olarak bu kapsamda üniversitelerin beslenme ve diyetetik, gıda mühendisliği bölümlerinin öğretim üyeleri, öğrencileri, tıp doktorları, paydaş STK’lar, fikir liderleri ve medya ile sürekli iletişim halindeyiz ve bilgi alışverişinde bulunuyoruz.

Bugüne kadar Türkiye genelinde 30 şehirde 60 üniversitede konuşma yaptık ve yaklaşık 11.010 öğrenciye, 6.320 sağlık uzmanına ve akademisyene ulaştık. Gıdada bilgi kirliliğine karşı, Türkiye’nin dört bir yanındaki sempozyumlara katılmaya devam ediyoruz. 

-Güvenilir gıda denilince ne anlamalıyız? 

Kısaca tanımlamak gerekirse denetimleri yapılan, paketleme ve son kullanım tarihleri belli olan ambalajlı gıdaların güvenli gıda olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü gerçekten ambalajsız satılan ürünün soframıza nereden ve hangi aşamalardan geçerek geldiğini bilemeyiz. Şunu da belirmek gerekir ki, paketli olan her gıda da güvenilir demek değildir. Denetimlerden sıyrılabilen, taklit ve tağşiş yapan merdiven altı işletmelere de dikkat edilmesi gerekiyor. Bu yüzden de her zaman bildiğiniz, güvenilir markaların tercih edilmesi lazım. 

-Gelecek dönem planlarınız nelerdir?

MÜMSAD olarak, sektörümüzle ilgili bilimsel ve teknik gelişmelerin sıkı takipçisiyiz. Bu gelişmelerin rehberliğinde tüketicilerin güvenilir gıda ile ilgili bilinçlenmesi ve sektörümüzün gelişmesi için faaliyetlerimize devam edeceğiz. Ayrıca faaliyet alanımızda olan diğer kategorilerde de bilgi kirliliği ile mücadelemiz sürecek. Ülkemizi ve sektörümüzü yurtdışında da en iyi şekilde temsil etmeye çalışacağız.