“Yeni pazarlarla ihracatımızı artıracağız” 

Teknozone Ozon Sistemleri; içme suyu dezenfeksiyonundan endüstriyel bacalarda koku giderimine, tuvalet dezenfeksiyonundan denim ağartmaya, kozmetikten sağlığa, gıda tesislerinde ortam dezenfeksiyonundan atık su arıtmaya kadar pek çok farklı sektörde ozon sistemi projelendirmeleri yapıyor.

 – Sayın Beyli, firmanızın kuruluş öyküsünü ve faaliyet alanlarınızı öğrenebilir miyiz?

Teknozone Ozon Sistemleri, 2007’de İzmir’de faaliyetlerine başlamıştır. Firmamız İzmir Torbalı’da bulunan 2000 metrekare kapalı alana sahip üretim tesisinde, kendine özel yazılım programları, dijital kontrol sistemleri ve ERP ile desteklenen otomasyon sistemiyle üretim süreçlerini on-line olarak, kullanıcıdan bağımsız olarak takip etmektedir.

Üretim ve hizmet kalitesini her zaman en üst seviyede tutan Teknozone bu alandaki başarısını ISO 9001 Kalite belgesi, TSE/HYB Yeterlilik Belgesi ve CE Kalite Belgesi ile belgelendirmiştir.

Ozon gazı uygulamaları ile Türkiye’de 30 farklı sektöre ürün-tasarım ve projelendirme hizmeti veren firmamız, 2018’de ihracat yapılan ülke sayısını 30 ülkeye taşımış, verdiği profesyonel ürün ve hizmetlerle pek çok sektörün öncü ve lider firmalarını referans listesine eklemeyi başarmıştır.

Türkiye’de referans sayısını 1000’in üzerine çıkaran firmamız pek çok sektörde ozon gazı uygulamaları gerçekleştirmektedir. İçme suyu dezenfeksiyonundan endüstriyel bacalarda koku giderimine, tuvalet dezenfeksiyonundan denim ağartmaya, kozmetikten sağlığa, gıda tesislerinde ortam dezenfeksiyonundan atık su arıtmaya kadar pek çok farklı sektörde ozon sistemi projelendirmeleri ile hizmet veriyoruz.

Bu sene 12. yılını kutlayan firmamız, aktif olduğu her sektörün lider ve öncü firmalarını referanslarına ekleyebilmiş olmanın, bu firmaları ozon gazı uygulamaları ile tanıştırmanın haklı gururunu yaşamaktadır.

2018’de ülkemizde ilk ve tek EUOTA’ya (European Ozone Trade Association) üyeliği kabul edilen ozon jeneratörü üreticisi olan firmamız, sektör hakkındaki bilgi ve birikimi ile uluslararası alandaki faaliyetlerine hız vermiştir. Bu başarı ile yetinmeyen Teknozone aynı yılın sonunda ülkemizde IOA’ya (International Ozone Association) üyeliği kabul edilen ilk ve tek Türk ozon jeneratörü üreticisi olmanın haklı gururunu yaşamaktadır.

-Gıda üretim tesislerinde ozon gazı kullanıldığını biliyoruz. Özellikle kırmızı et ve tavukçuluk sektörlerinde ozon gazı kullanımını daha kapsamlı anlatır mısınız?

Gıda üretim tesislerinin tümünde gıda güvenliği ile ilgili en önemli husus; ürünün işlenmesinden paketlenmesine kadar geçen bütün aşamalarda dezenfeksiyon ve hijyen zincirinin bozulmamasıdır.

Teknozone olarak ürünün ilk işlenmesinde, üretim alanının dezenfekte edilmesinde, personelin, alet ve ekipmanın dezenfeksiyonunda, ürünün soğuk hava depolarında korunmasında, paketleme sürecinde ve hatta ürün taşıma araçlarının dezenfekte edilmesinde hiçbir kimyasal kalıntı bırakmayan, sarf malzeme ihtiyacı olmayan ozon gazı projelendirmelerini hayata geçiriyoruz.

Türkiye’de ozon gazını 26 et ve et ürünleri üreticisi firma ile tanıştırmayı başardığımız gibi yurtdışında da 12 farklı et ve et ürünleri üreticisi firmada ozon gazı projelerini başarı ile hayata geçirdik. Et ve et ürünleri dışında Türkiye’de 21, yurtdışında 9 süt ve süt ürünleri üreticisini ozon gazı ile tanıştırmayı başardığımız gibi farklı alanlarda pek çok gıda tesisinde ozon gazı ile başarılı çalışmalar gerçekleştirdik.

Elbette ki ozon gazı uygulamalarında tesisin özel olarak projelendirilmesi, her tesise özgü terzi usulü çözümlerin yaratılması hayati önemdedir. Her et ve et işleme tesisi birbiri ile aynı olamayacağı için her tesise özel projelendirme yapılmaması durumunda ozon gazının doğru ve başarılı bir şekilde uygulanabilmesi mümkün değildir.

Ozon gazının özellikle et işleme tesislerindeki başarısı pek çok firmayı ürünlerimizin farklı alanlarında kullanımına da yönlendirmektedir. Üretim tesislerinde yapılan uygulamalardaki başarılı sonuçlardan güven alan firmalar artık ozon gazını sadece et işleme süreçlerinde değil canlı hayvan yetiştiriciliğinde de kullanmaktadır. Tavuk kümeslerinde kullanılan içme suyunun dezenfekte edilmesi için kullanılan ozon gazı, suyu sadece dezenfekte etmekle kalmayıp, suyun içindeki oksijen miktarını da artırmaktadır. Yüksek oksijen değerlerine sahip, dezenfekte edilmiş su, tavukların hastalanma riskini ciddi oranda azaltmakta, ayrıca tavukların çok daha sağlıklı olmasını sağlamaktadır.

Ozon gazı uygulamaları hayvancılık sektöründe de yara tedavisi, su dezenfeksiyonu, ahır kümes dezenfeksiyonu gibi alanlarda etkisini kanıtlamıştır. Bu alanda da ozon gazı uygulamaları gün geçtikçe artmaktadır.

-Ürün portföyü ve Ar-Ge çalışmalarınız ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

1500’den fazla portatif ve endüstriyel ürün ile 30’dan farklı sektöre hizmet veriyoruz ve bu nedenle de 0,2 gr/saat kapasiteden 25 kg/saat kapasitedeki ozon jeneratörlerine kadar çok geniş bir yelpazede üretim yapıyoruz. Ürün çeşitliliği bakımından ozon jeneratörü üretiminde Türkiye’de açık ara lider olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Geniş üretim yelpazemiz Teknozone’yi sadece Türkiye’de değil dünyada da sayılı ozon jeneratörü üreticilerinden biri haline getirmektedir. Firmamız sadece ozon jeneratörü üretimi yapmakta, ozon gazı projelendirmeleri gerçekleştirmekte ve bütün gücünü ve enerjisini ozon sistemleri ile ilgili Ar-Ge çalışmalarına vermektedir. Teknozone ozon sistemleri üzerine 2 farklı TÜBİTAK projesi bitirmiş, 4 farklı KOSGEB projesine danışmanlık ve çözüm ortaklığı yapmış ve 2 Santez projesini tamamlamıştır.

Türkiye’de ve yurtdışında bir ilke imza atarak sadece ozon sistemleri üzerine 250 bin ABD Doları değerinde bir Ar-Ge laboratuvarı kuran firmamız, halen 5 farklı ozon sistemi projesinin yönetmenliğini üstlenmektedir.

-Firmanız açısından 2018 yılı nasıl geçti? 2019’a nasıl bakıyorsunuz? Hedefleriniz var mı?

Firmamız 2018’de, bir önceki yıla göre kapasitesini 3,4 kat artırmış, toplam üretimimiz 48,3 kg/saat kapasiteye ulaşmıştır. Bu kapasite Türkiye üreticilerine bakıldığında firmamızı çok uzak ara liderliğe ulaştırmış olup, Avrupa üreticileri arasında da ilk 5 sıraya girmemizi sağlamıştır.

2019 yılında şirket üretim kapasitesinin ve cirosunun yaklaşık % 135 büyüyeceğini öngörülmektedir. Türkiye’de referans sayımızı 1500 endüstriyel projeye taşımayı, ihracatımızı yeni pazarlarla 40 ülkeye çıkarmayı hedefliyoruz.

Bu doğrultuda yurtdışında 4 farklı ülkede yeni temsilcilikler kurulmuş olup, 6 farklı ülkede de temsilcilik çalışmalarımız hızla devam etmektedir. Bu çalışmaların tamamlanması ile pek çok farklı merkezden bölge firmalarına projelendirme desteği vermeyi planlıyoruz.

-Sektörünüzün Türkiye’deki mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ozon jeneratörlerinin kullanım alanları ülkemizde ve dünyada gün geçtikçe artmaktadır. 2019 yılı itibariyle Türkiye’de 40 yakın firma ithalatçı, montaj atölyesi ya da üretici olarak ozon jeneratörü sektöründe yer almaktadır. Türkiye ozon jeneratörü pazarının büyüklüğü ile ilgili bir çalışma bulunmamaktadır ancak tahminimiz 2018’de pazarın 3,5-4 milyon dolar mertebesinde olduğudur.

Türkiye’de kimyasal kullanımı konusunda bilincin oturması, yenilenen çevre mevzuatı, gelişen çevre bilinci, katma değerli ürün ihracatı yapan firma sayısının artmasından kaynaklanan kalite yatırımları gibi nedenlerden ötürü ülkemizdeki ozon jeneratörü pazarının global ölçeğin çok üstünde gelişeceğini ve her yıl % 20-25 gibi bir büyüme oranı yakalayacağını öngörüyoruz.

-Yaşadığınız sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir? 

Sektörümüzde yaşanılan en büyük sorun, sektörün maalesef ülkemizde son derece denetimsiz olmasıdır. Ozon jeneratörü üretimi ile ilgili denetleyici kurumların eksikliği nedeniyle ozon gazı uygulamaları konusunda en ufak bilgisi olmayan firmalar kendisini üretici ya da konunun uzmanı gibi tanıtmaktadır. Bu tip firmalar tasarladıkları yanlış projeler, ürettikleri standartlara uygun olmayan cihazlar ve eksik bilgi ile farklı sektörlerde karşımıza çıkmaktadırlar.

Bu nedenle de kendisini ozon jeneratörü üreticisi olarak tanıtan firmalar sektörde kalıcı olamamaktadır. Ozon sisteminin derin ve farklı mühendislik alanlarını içermesinden dolayı, bu konuda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmayan firmalar sadece kendilerine değil ozon jeneratörü sektörüne de çok büyük zarar vermektedir. Bu sorun tüketiciler açısından ozon gazına karşı bilgi kirliliği ve güven sorunu oluşturmaktadır.

Bu soruna karşı üyesi bulunduğumuz EUOTA (European Ozone Trade Association) ve IOA (International Ozone Association) kuruluşlarından aldığımız bilgi ve tecrübe ile bu yıl içerisinde ozon jeneratörü üretimi ve tedariği konusunda bir dernek kurulacaktır. Çalışmalarımız diğer firmalarla birlikte devam etmektedir. Bu çalışma sonucunda bazı teknik şartların sağlanması istenilmesi ve önerilmesiyle daha stabil bir sektör oluşacağını, fırsatçı diye tabir edebileceğimiz firmaların sektörden çekilmek zorunda kalacağını tahmin ediyoruz.

-Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ozon jeneratörü üretiminin ve projelendirmenin önemi kadar satış sonrası desteğin önemi bilincindeyiz. 2017’de yurtiçi ortalama teknik servis hızımız 7,5 saat, 2018’de 6,4 saat olarak karşımıza çıkmıştır. 2019 yılı hedefimiz teknik destek ortalama hızımız 5 saatin altına düşmek olacaktır.

 Son söz olarak belirtmek isteriz ki, Teknozone olarak iddiamız ozon gazının “doğru” ozon jeneratörleri ile “doğru” projelendirme ile ve “doğru” kontrol ve takip mekanizmaları ile uygulandığı takdirde dezenfeksiyon/hijyen/koku giderimi konusunda rakipsizdir. Firmamız Türkiye’nin her noktasında, her firma ile ihtiyaç duydukları her alanda çalışmalar yapmaya hazırdır. Ozon gazı ile ilgili çekinceleri olan her firma ile Ar-Ge ve demo çalışmaları yapmaya derginiz aracılığıyla açık olduğumuzu bildirmek isteriz.