“Zamansız tatları inovasyonla yeniden yaratıyoruz”

Parkim Group ailesi aroma üretimi ve gıda katkıları dağıtımıyla büyüyor. 50 yılı aşkın esans, ambalaj ve hammadde ticareti gibi faaliyet alanlarından sonra leziz bir yolculuk Gebkim Organize Sanayi’nde başladı. Parkim Group Direktörü İpek Müstecaplıoğlu, sorularımızı yanıtladı.

-Sayın İpek Müstecaplıoğlu, Parkim Group ve yeni markası olan Parkim Flavour and Food Ingredients hakkında okuyucularımıza bilgi verebilir misiniz?

Parkim Group, 1979 yılında yüksek makine ve endüstri mühendisi, iş adamı babam Turan Sarıcı tarafından kurulmuştur. Ondan devraldığım bayrakla, şirketimizi bugün ben ikinci kuşak yüksek kimya mühendisi olarak yönetiyorum.

Yıllar içerisinde esans ve akabinde gıda aromaları imalatının gelişmesinin yanı sıra firmamız farklı sektörlerde iş kollarını artırdı. Bugün, geniş bir portföyde kimyasal hammadde (gıda, genel kimyasallar, kozmetik ve endüstriyel, tekstil ve deri, yapı ve boya), ambalaj (yerli üretimle sıvı sabun pompaları) ve gıda katkıları distribütörlüğü ile faaliyet gösteriyoruz.

Bugün Parkim Group beş ana markasıyla; Parkim Fragrance House, Parkim Flavors and Food Ingredients, Parkim Packaging, Parkim Chemicals ve Parkim Oils’la sürdürülebilir kurumsal süreçlerle yönetilen bir aile şirketi olmanın gururunu yaşıyor.

-Parkim Flavour and Food Ingredients markanızın portföyünde hangi tür ürünler yer alıyor?

Sektöre ilk olarak sıvı aromalar ile girdik. Bu aromalar; fırıncılık, çikolata, şekerleme, dondurma ve içecek sektörlerine hitap ediyor. İleriye dönük yatırımlarımız devam ediyor ve zaman içinde farklı teknolojiler de kullanmayı planlıyoruz.

Bir taraftan gelişen bir pazar olan elektronik sigara ve bölgesel trend nargile aromaları ile ilgili ürün geliştirme çalışmalarımız da devam ediyor. Gıda sektörü dışında, uzun yıllardır hizmet verdiğimiz kozmetik sektöründe üretilen diş macunu, ağız çalkalama suyu, dudak ruju gibi ürünlerde de gıda aromaları kullanılıyor.

Hâlihazırda sektördeki müşterilerimiz gıda aroması üretimimizi memnuniyetle karşıladılar ve ürünlerimizi tüketmeye başladılar. Ayrıca müşterilerimizin üretim esnasında kullandıkları bazı gıda katkılarını da ithal edip, gerek stok tutarak gerekse temsilcilik bazında bu taleplerini de karşılamaya çalışıyoruz. Bunlar ayçiçeği lesitini, lifler ve proteinler gibi gıda hammaddelerinden oluşuyor.

-Gıda aromalarında son trendler nelerdir? Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Tüketiciler, özellikle Z kuşağı sosyal medyada paylaşabileceği farklı ve innovatif tatları görmek ve yeni tatlarla yepyeni deneyimler yaşamak istiyor. Bizde bu trende uygun aronya, çarkıfelek, liçi, portakal çiçeği, sakura gibi farklı tatlar geliştiriyoruz. Bu aromaları müşterilerimizin projelerinde birlikte çalışmaktan ve Ar-Ge aşamasından markete kadar olan yolculuklarında onlarla birlikte yol almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Her ne kadar inovatif tatlar talep edilse de klasik tatlar hiçbir zaman popülerliğinden bir şey kaybetmiyor. Vanilya, çilek, portakal, çikolata ve fındık gibi ürünler portföyümüzde en çok satanlar arasında bulunmaya devam ediyor.

-Bitki bazlı yeni nesil yiyecek ve içeceklerin (bitkisel peynir, bitkisel et, fonksiyonel içecekler gibi) popülaritesi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Gerek pandemi ile değişen tüketim alışkanlıkları gerekse Z kuşağının farklı diyetleri takip etmesi ile fonksiyonellik, sağlıklı beslenme, şekeri azaltılmış, şeker ilave edilmemiş, lifli, kolajenli, yüksek proteinli, bitki bazlı kavramları hayatımıza girdi. Biz de bu trendi destekleyecek özel hammaddeler getirerek müşterilerimizin hizmetine sunmaya çalışıyoruz. Bunlardan birkaçı; vegan ürünlerde kullanılabilen bezelye proteini, buğday lifi, doğal antioksidanlar, içecek sektöründe bitki bazlı süt üretiminde kullanılabilecek yulaf konsantreleri, şeker azaltmaya yönelik ve nihai tüketicinin sağlıklı konseptini destekleyecek ürün geliştirmesini sağlayan prebiyotik bir lif olan fructo-oligosaccharide(FOS) gibi hammaddeler…

Özellikle sağlığa zararı artık genel olarak kabul gören şeker ve şeker türevi ürünler yerine prebiyotik lif kullanımına katkıda bulunduğumuz için ülkemiz adına da seviniyoruz.

-Üretim aşamasında gıda güvenliği ile ilgili aldığınız önlemler nelerdir?

Gıda güvenliği konusunda FSCC 22000 gıda güvenliği yönetim sistemi kapsamında hareket ediyoruz. Hammaddeden üretimin son noktasına kadar gıda güvenliği kriterlerine uygun hareket ediyor, tüm paydaşlarımızdan da bu kriterlere uygun mal temini ve uygulamalarda bulunmasını bekliyoruz. Bu kapsamda tüm çalışanlarımızı sürekli eğitiyoruz. Bunun dışında ayrıca çalışmakta olduğumuz büyük ve kurumsal firmaların kendi denetim süreçleri de bizler için ikincil bir denetim mekanizması oluşturuyor.

-Hangi ülkelere, ne tür ürünlerle ihracat gerçekleştiriyorsunuz?

Gıda aromalarında üretime geçişimiz kısa zaman önce başlamış olsa da ürünlerimizin özellikle Batı Avrupa, Ortadoğu, Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika ülkelerinde talep gördüğünü söyleyebiliriz. Özellikle Dubai’de oturmuş bir ofisimizin olması, bu bölgede hızlı ilerlememiz konusunda bize avantaj sağladı. Gıda aromalarımızla, Türki Cumhuriyetler ve tabi ki Avrupa pazarında da daha ihracat rakamlarımızı artırmak istiyoruz. Gıda aroması dışında diğer hammadde kalemlerinde genelde ithalatçı ya da temsilci firma olduğumuz için bunların nadiren ihracatını gerçekleştiriyoruz.

-Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Parkim Group ailesi olarak bugün bakanlıktan onaylı Ar-Ge merkezi statüsü olmanın avantajını hissettiğimizi ayrıca vurgulamak isteriz. Nitekim bu sayede, müşterilerimizin istediği tatları birebir yakalamak ve onlar için yeni tatlar geliştirme kapasitesine de sahibiz.

Bünyemizde bulunan tecrübeli aromatisyenler, yine yurtdışında dünyaca ünlü ve sektöründe öncü uluslararası aromatisyenlerle koordineli olarak çalışarak, dünya çapında bir hizmet kalitesiyle yurtiçi ve yurtdışındaki tüm müşterilerimize hizmet sağlıyor.